OHAL KHK’si ile, hiçbir yargı süreci işletilmeden meslekten ihraç edilen öğretmenler, maddi ve manevi olarak hayatta kalma mücadelesi veriyor. Kaçak Saraylı Reis ve avanesi “Kandırıldık” diyerek işin içinden sıyrılırken, geçtiğimiz günlerde Ege Denizi açıklarında; ihraç edilen iki öğretmenin ve üç çocuğunun boğularak can verdiğini ve cesetlerinin kıyıya vurduğunu öğrendik. Açığa alınan ve ihraç edilen 50’ye yakın öğretmenin, ataması yapılmayan bir o kadar genç öğretmenin daha intihar ederek yaşamlarına son verdiğini de biliyoruz.
Tablo kara… Tablo çok acı… Neyi kutlayalım?..
Diğer bir yandan sürekli değişen eğitim programları ve sınav sistemlerine ayak uydurmaya çalışıyoruz. “Yeter artık! Kimse benim çocuğumun geleceğiyle oynayamaz.” demiyoruz, durumu deyim yerindeyse ışık hızıyla kabullenip ayak uyduruyoruz. Her geçen gün karanlığa çekilmeye çalıştığımızı, gericilik cehenneminde, iş yükünde yitirilmeye doğru götürüldüğümüzü de görüyoruz. Ama kutluyoruz işte… Neyi kutlayalım?..
Bu kara tabloyu, ışıklı bir yolda elbet geride bırakacağız. Önüne umutla, sevgiyle, bilimle bakan çocuklar yetiştirmeye devam edeceğiz. Ve geleceğimizi elimizden almak isteyenlere karşı dimdik durup bir öğretmen sorumluluğuyla davranıp Hayır diyeceğiz, mücadele edeceğiz. Ve bu onurlu mücadelemiz mutlaka zaferle sonuçlanacak. Gül yüzlü çocuklarımız, ülkemizi ve dünyamızı gül bahçesine dönüştürüp kahkahalarıyla inletecekler.