DOLAR 36,6766 0.18%
EURO 39,9412 0.29%
ALTIN 3.521,620,11
BITCOIN 30968123.69234%
İstanbul
19°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

14 Mart Tıp Bayramı Kutlu Olsun!
34 okunma

14 Mart Tıp Bayramı Kutlu Olsun!

ABONE OL
14 Mart 2025 08:19
14 Mart Tıp Bayramı Kutlu Olsun!
0

BEĞENDİM

ABONE OL


Sağlık Böyle Gitmez!
14 Mart modern anlamda Tıp okullarının ülkemizdeki kuruluş tarihidir. İlk Tıp okulu II. Mahmut döneminde, 1827 yılında İstanbul’da Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulmuştur. 14 Mart 1919 tarihinde, İstanbul’da Tıp Öğrencileri Hikmet Boran önderliğinde, Yedi Düvel Emperyalistlerinin ülkemizi işgaline karşı protesto eylemi gerçekleştirmişlerdir. Bu tarihten sonra 14 Mart Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Günümüzde 14 Mart Tıp ve Sağlık alanında ülkemizde yaşananların tartışıldığı bir gün haline gelmiştir.
12 Eylül 1980 Faşist darbesinden sonra, ülkemizi yöneten iktidarlar, Sağlıkta Reform adı altında daha çok Sağlık alanını bir özelleştirme alanı haline getirmişlerdir. Fakat son 23 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı döneminde uygulamaya giren Sağlıkta Dönüşüm programı, halkın sağlığa erişimini daha da zorlaştırmıştır. Özel hastanecilik teşvik edilmiş, devlet eliyle özel hastanelere kaynak aktarımı sağlanmıştır. Performans düzeni ile, parça başı iş gibi çalışanların yaptıkları işin niteliğine değil, yalnızca niceliğine bakılır olmuştur. Sağlık çalışanları arasındaki ekip anlayışı bozularak, bireysel performanslar değerlendirilir olmuştur. Sağlık Çalışanlarının doktor, hemşire, hizmetli, laborant birlikte kurdukları sendikaların yerini, hekim ve hemşire adını kullanan sendikalar almaya başlamıştır. Çünkü bu programın yürümesi için, programda da ifade edildiği gibi Sağlık çalışanı gruplarının birbiriyle çatışması öngörülmüştür.
Birinci basamak sağlık hizmetleri bir kamu hizmeti olmaktan çıkartılıp yarı özel hale getirilmiştir. Aile Sağlığı Merkezleri için bir standart oluşturulmamıştır. Binası olmayan binlerce Aile Sağlığı Merkezi açılmıştır. Sanal ASM denen bu binaların tüm masrafları doktorların üzerine yıkılmıştır. Kuralsız, eşit olmayan bu durum, büyük bir adaletsizliktir.
Sağlık Çalışanları içinde 4924 sözleşmeli çalışma düzeninde daha yüksek ücretler ile görevlendirmeler yapılmış, ama aynı hastanede aynı görevi yapan sağlık çalışanları arasında büyük farklılıklar yaratılmıştır.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi Yap-işlet devret modeliyle yapılan Şehir Hastaneleri eliyle yerli-yabancı parababalarına milyarlarca dolar aktarılmıştır. Hasta garantisi verilen bu modelde, uzun yıllar parababalarına kaynak aktarımı sürecektir.
Sağlık Emekçileri olarak yedi gün 24 saat sürekli hizmet üretiyoruz. Hayatımızın önemli bir kısmında gece çalışıyoruz. Gece çalışmak Sağlık Çalışanları için büyük bir hastalık riski anlamına geliyor. Gece çalışan Sağlık Çalışanlarında, Kanser, Kalp-Damar Hastalıkları, Diyabet, KOAH, Anksiyete daha çok görülüyor. Yaşam döngümüz bozuluyor. Gece çalışması dünyanın çoğu ülkesinde daha yüksek olarak ücretlendiriliyor. İş yasamızda, gece mesaisi ayrı değerlendiriliyor. Pek çok toplu sözleşmede işçi statüsünde çalışanlar gece çalışmasında daha yüksek ücret alıyorlar. Kamu Sağlık Çalışanlarının da Gece Çalışması Karşılığında Gündüz mesaisinin iki katı ücret almaları gereklidir. Bunun mücadelesi tüm sağlık çalışanları tarafından örgütlenmek zorundadır.
Tıp Fakültelerinin sayısı yüzü aşmıştır. Gecekondu diyebileceğimiz bu fakültelerde doktor yetiştirmenin olanağı yoktur. Özel tıp fakülteleri de daha çok para kazanma derdindirler. Tıpta Uzmanlık kontenjanlarına da iktidar çok yanlış bir müdahalede bulunmuş ve hızla artırmıştır. Bir planlama dâhilinde kontenjanların oluşturulması gerekirken, birden bire piyasada çok para kazandığı düşünülen branşlarda aşırı kontenjanlar açılmıştır. Bu şekilde uzmanlık eğitimi de içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Yeterince eğitim alalamış bir Plastik Cerraha ameliyat olmak ister misiniz? Yeterince eğitim almamış bir Psikiyatriste gider misiniz?
Geçen yıl vatandaşlarımız ortalama 12 kez doktora başvurmuşlar. Bu sayı Avrupa ülkelerinde 6 dır. 20 yıl önce ülkemizde bu sayı 1,5 idi. İnsanlarımız dertlerine derman bulmak için doktor, doktor geziyorlar. Doktor arkadaşlarımız hastalara yeterli süre ayırma konusunda, idareye karşı çıkmak yerine boyun eğiyorlar. Oysa en az her hastaya en az yirmi dakika ayırmak gerekiyor. Doktor başvurularının dörtte biri acillere oluyor. Bu kadar çok acile başvuru olunca, gerçek acil hastayı ayırmak çok güç hale geliyor.
Tüm bu koşullar hastalarımız, özel hastanelere gitmeye zorlanıyor. Zaten özellikli ameliyatların yarısından fazlası artık özel hastanelerde yapılıyor. Geçen Ekim ayında ortaya çıkan Yenidoğan Çetesi skandalı, artık Kralın çıplak olduğunu gösterdi. İktidar Özel Hastaneciliğin kazanması için her şeyi yapıyor. Zaten önemli bir kısım özel hastane zincirlerinin, AKP’li yandaşların elinde olduğu da biliniyor.
Halkın Sağlığı yerine Parababalarının karının önemsendiği yıllardan geçiyoruz. Bu durum hekim bağımsızlığını da büyük ölçüde zedeliyor, mesleki etik ilkelerimizi bozuyor. Halkın Sağlığa Erişimi her geçen gün zorlaşıyor. Hekim, Hemşire, Hizmetli, Laborant tüm Sağlık Çalışanları el-ele, halkla birlikte bu düzeni değiştirmek için mücadele etmek zorundayız. Meslek Örgütümüz olan Tabip Odaları ve Sağlık Çalışanları Sendikaları bu gerçeği görmelidir. Örgütlü mücadele yaratılamaz ise önümüzdeki günlerde Sağlık hizmetlerine erişmek çok daha zor hale gelecektir.

Halkçı Doktorlar
Halkçı Sağlık Emekçileri

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r