Yüksek Öğretim Kurumu(YÖK) 11 Şubat 2022 tarihli açıklaması ile Temel Yeterlilik Testi(TYT)’nde baraj uygulamasının kaldırıldığını açıkladı.
“2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavından (YKS) itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan TYT ve AYT baraj puanları uygulaması kaldırılmıştır.
Alınan yeni kararlara göre SAY, SÖZ, EA ve DİL puan türlerinde sınav puanı hesaplanması için uygulanmakta olan TYT puan türünde 150 puan almış olma şartı ile yerleştirme puanlarının hesaplanmasında TYT puan türü için 150, SAY, SÖZ, EA ve DİL puan türleri için 180 olan sınav puanı barajı uygulaması kaldırılmıştır.
Bu yıldan itibaren ilgili puan türlerinde sınav puanı hesaplanan tüm adaylar için ortaöğretim başarı puanı eklenerek yerleştirme puanı hesaplanacaktır.
Adaylar, önceki yıllarda olduğu gibi sınav puanına orta öğretim başarı puanı eklenerek oluşacak yerleştirme puanıyla, puan üstünlüğüne göre yerleşme imkanı elde edeceklerdir.” (https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2022/yok-ten-yks-ye-iliskin-kararlar.aspx)
YÖK TYT’de neden barajı kaldırmıştır? 2021 Üniversite yerleştirme sonuçlarını incelediğimizde TYT barajının kaldırılmasının nedenlerini daha açık olarak görmek mümkündür.
2021 Üniversite yerleştirme sonuçlarına göre hem kamu üniversitelerinde hemde vakıf üniversitelerinde birçok bölümün kontenjanları boş kaldı. Bin 300’e yakın bölüme yerleşen kişi sayısı 10’un altında kaldı. Ülke genelinde toplam bin 280 bölüme 10 kişinin altında öğrenci yerleşti. 5 kişi veya altında öğrencinin yerleştiği bölüm sayısı ise 988. 169 bölüme ise hiç kimse yerleşemedi.
Bu yıl devlet ve vakıf üniversitelerinde kontenjanlarının tamamını dolduran olmadı. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) yayınladığı tablolara göre birçok gözde üniversitede boş kontenjanlar bulunuyor. Örneğin lisans programlarında Anadolu Üniversitesi’nde 11 bin 140; İstanbul Üniversitesi’nde 3 bin 308, Ankara Üniversitesi’nde 1250; Akdeniz Üniversitesi’nde 413, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 324, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 247, Ege Üniversitesi’nde 245, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da 167, Hacettepe Üniversitesi’nde 110, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 31, Boğaziçi Üniversitesi’nde 29 kontenjan var.
Peki Vakıf Üniversitelerinde durum nasıl?
Birçok vakıf üniversitesinde de kontenjanlar boş kaldı. Kontenjanları yüzde 50’nin altında kalan vakıf üniversiteleri ve oranları şöyle:
VAKIF ÜNİVERSİTESİ | KONTENJAN DOLULUK ORANI(YÜZDE) |
Beykoz Üniversitesi | 48,73 |
İstanbul Gelişim Üniversitesi | 48,68 |
Antalya Akev Üniversitesi | 48,18 |
İstanbul Arel Üniversitesi | 45,34 |
Kapadokya Üniversitesi | 45,25 |
İstanbul Rumeli Üniversitesi | 45,01 |
İstanbul Kent Üniversitesi | 34,56 |
İstanbul Esenyurt Üniversitesi | 32,34 |
Avrasya Üniversitesi | 30,78 |
TYT barajının kaldırılmasının nedeni şimdi anlaşıldı mı? Evet anlaşıldı. Ve o ünlü replik: tamamen duygusal! Özel üniversitelere müşteri bulmak gerekiyordu ve Tefeci-Bezirgân AKP’giller’in YÖK’ü emriniz olur dedi ve kontenjanları kaldırdı!
TYT barajının kaldırılması aynı zamanda üniversite eğitimi almak isteyen ancak TYT barajını geçemeyen burjuva çocuklarına da parayı verip üniversite okuma ayrıcalığı da kazandırmış oldu.
Öte yandan ülkemizin kanayan yarası genç işsizler ve özellikle de üniversite mezunu işsizler sorunudur. AKP’gillerin rakamlarla halkı kandırma kurumlarından olan İŞKUR’un verilerine göre:
“2020 yılı 6 milyon 327 bin mezunun yalnızca 4 milyon 77 bin kadarı iş bulabilmiştir. Yeterli istihdamın yaratılamaması sonucu üniversiteli işsiz sayısı 995 bine çıkmıştır. Mezunların birçoğu alanları dışında çalışmaktadır. Üniversiteli olup iş gücünün dışında kalanlar 1 milyon 255 bindir.” (İşsizlik ve İstihdam Raporu, Kasım 2021)
Ataması yapılmayan genç öğretmen sayısının 700 binleri aştığı bir zamanda, yalan makinası İŞKUR’un açıkladığı 995 bin üniversiteli işsiz sayısı sizi ikna etti mi? Bizi etmedi.
AKP’giller 4+4+4 diye uygulamaya soktukları ucube sistem ile zaten tüm eğitim kurumlarımızı Ortaçağcı Taliban yetiştiren Peşaver medreselerine çevirerek laik eğitimi ortadan kaldırmışlardı. Bu uygulama ile de 4+4+4’e bir 4 daha ekleyerek 20 yıldır yandaş, akraba, bilimum tarikat ve cemaatlerle doldurarak eğitimden, bilimden uzaklaştırarak Ortaçağcı bezirgân ticarethanelerine dönüştürdükleri üniversiteleri de dört dörtlük çökertmiş oldular böylece.
Üniversite kontenjanlarının dolmamasının bir diğer sonucu da AKP’gillerin Üniversite kurmak için bilimsel araştırma, planlama, ihtiyaç analizi yapmadan, alt ve üst yapısını oluşturmadan, tamamen ticari, üniversite kurulan şehirlerdeki yandaşlara kadro ve Tefeci-Bezirgânlara rant sağlamak amacıyla hayata geçirdiği her Şehir’e bir üniversite uygulamasının da çöküşüdür.
ÖSYM’NIN SADECE YKS’DEN 1 MİLYARLIK TL’LIK SOYGUNU
ÖSYM’nin yayımladığı YKS 2022 Kılavuzuna göre;
Bu yıl normal koşullarda YKS(Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı)’ye 2,8 milyon başvuru bekleniyordu TYT(Temel Yeterlik Testi) barajının kaldırılması üzerine bu sayının 3 milyonu bulması bekleniyor. Dolayısıyla ÖSYM sadece YKS’den 996 milyon yani yaklaşık olarak 1 milyar lira topluyor. Yasaya göre masraflar çıktıktan sonra kalan Hazineye İrat olarak kaydediliyor. Peki Hazine’den nereye gidiyor? Tabii ki başta beşli çete olmak üzere yerli-yabancı parababalarına gidiyor. Tepeden tırnağa mücrim bir suç örgütüne dönüşmüş AKP’giller de bu yağmadan paylarını fazlasıyla alıyorlar.
Turgut Özal 1980’li yılların sonunda bize fazla diplomalı gerekmez ihtiyacımızı karşılayacak kadar mezun yeter halk çocuklarının üniversite okumasını sağlamak zorunda değiliz anlamında açıklamalar yapmıştı.
Parababalarının Üniversite eğitimine bakışını da özetleyen bu görüşe göre halk çocuklarının üniversite eğitimi almasına gerek yoktur. Halk çocuklarının eğitimi için aktarılacak kaynak boşa gitmektedir. Onlara göre üniversite diğer tüm alanlarda olduğu gibi kapitalist sömürüye hizmet eden bir konumda olmak zorundadır.
Biz Halkçı Kamu Emekçilerine göre ise tüm halk çocukları için üniversite eğitimi almanın koşulları sağlanmalıdır. Eğitim bütünüyle bir kamu görevi olmalıdır. Eğitimden para kazanma yasaklanmalıdır. Herkese eşit, parasız eğitim imkânı sunulmalıdır. Öğretimin her kademesine her yaş ve cinsiyetten herkes sınav vermek şartı ile girip belge alabilmelidir.
Halkçı Kamu Emekçileri olarak AKP’gillerin çökerttiği eğitim sistemini Birinci Anti Emperyalist Kurtuluş Savaşımız sonrası kurulan Laik Cumhuriyetin büyük eğitim devrimi olan Köy Enstitülerinin, TÖS’ün ve TÖB-DER’in devrimci mirasıyla yeniden kuracağız.
Yaşasın Halk Üniversiteleri! (04.03.2022)
Halkçı Kamu Emekçileri