DOLAR 33,9008 0.03%
EURO 37,6352 -0.04%
ALTIN 2.809,880,81
BITCOIN 2037948-0.80481%
İstanbul
25°

HAFİF YAĞMUR

04:58

SABAHA KALAN SÜRE

30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 102. yıl dönümü kutlu olsun!
186 okunma

30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 102. yıl dönümü kutlu olsun!

ABONE OL
29 Ağustos 2024 20:38
30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 102. yıl dönümü kutlu olsun!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonunda, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’nın özellikle 7. maddesi uyarınca Avrupa’nın “Hasta Adam” diyerek çantada keklik gördüğü, lezzetli bir pastaymışçasına İtilaf Devletleri arasında pay edilen Osmanlı Devleti’nde işgaller, daha imzalanan mütarekenin mürekkebi kurumadan, 3 Kasım 1918’de başladı. Musul, İskenderun, Çanakkale, Batum, Merzifon, Urfa, Kilis, Antep, Cerablus ve sonrasında da Maraş İngilizler tarafından işgal edildi. Boğazlar, demiryolları ve limanlar İngilizlerin kontrolüne geçti. Ordular terhis edildi, donanma teslimi oldu ve hava birlikleri dağıtıldı.

Halkımız zaten 10 yıllardır süren savaşlar sonucu harap ve bitap düşmüştü. Zalim İtilaf Devletleri için her şey tıkırındaydı. Ancak, halkımız yurdun dört bir tarafında işgallere karşı Mustafa Kemal önderliğinde bir ölüm kalım mücadelesi başlattı. Kuvayimilliye güçleri, her türlü olanaksızlığa rağmen gözünü kırpmadan ateşin içine atladı. Bu şunu gösteriyordu: Halkımız yurdunu düşmana teslim etmektense Mustafa Kemal’in “Ya İstiklal Ya Ölüm” şiarının gereğini yerine getirmeyi göze alıyordu. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının önderliğindeki halkımızın, tüm dünyanın mazlum uluslarına ışık olacak, ilham verecek bu destansı mücadelesi Emperyalizme karşı girişilmiş topyekün bir mücadeleydi. Ve o mücadele Şahin Bey’leri, Gördesli Makbule’leri, Sütçü İmam’ları, Nezahat Onbaşı’ları, Yörük Ali Efe’leri, Kara Fatma’ları, daha 17 yaşındayken elde silah Kuvayimilliye birliklerine katılan Hikmet Kıvılcımlı’ları, Şerife Bacı’ları ve daha nicelerini hafızalarımıza kazıdı.

Bu destansı mücadelenin son aşamasına gelinmişti; Kuvayimilliye sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündü ve düşmandan arındırılmalıydı. 26 Ağustos 1922’de Türk Orduları taarruza geçti. 30 Ağustos 1922’de Başkomutan Mustafa Kemal, cephenin ön saflarında Dumlupınar Meydan Muharebesi’ni yönetti. 5. Yunan Tümeni’ne ağır kayıplar verdirdi. 1 Eylül’de artık “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” demenin zamanı gelmişti. Olağanüstü bir kararlılıkla 9 Eylül’de İzmir’e ulaşan ordumuz 16 Eylül’de Çeşme’nin de ele geçirilmesiyle Yunan maskeli İngiliz Emperyalizmine gereken ders verilmiş oldu. Bu ağır ve beklenmedik yenilgiyle telaşa kapılan İngilizler mütarekede bulunmak istedilerse de Mustafa Kemal, Yunan ordusunun yenildiğini, Anadolu için mütareke etmenin söz konusu olamayacağı cevabını verdi Sonuç olarak halkımıza dayatılan Sevr yırtılıp atılmış oldu.

Atalarımızın zafere ulaştırdığı bu ölüm kalım mücadelesinin üzerinden geçen 102 yılda ABD AB Emperyalist haydutları bir an olsun durmadılar. Hain planlar yapıp uygulamaya koydular her seferinde. Tüm dünyada yaptıkları gibi Orta Doğu’yu kan gölüne çevirdiler. Adı Yeşil Kuşak Projesi oldu, BOP oldu, GOP oldu ama amaçları hep aynıydı: 1.000 devletli bir dünya yaratırken ülkemizi de Yeni Sevr hain planıyla en az üç parçaya bölmek. Bunu yaparken yerli işbirlikçilerini iktidarlara taşıdılar, sözde muhalefetler yarattılar. Son 22 yıldır da yurdumuzda bu kanlı işbirliğini AKP’giller’le yapmaktalar. Bu kapsamda, bugün “sığınmacı” adı altında sayıları 13 ile 15.000.000 arasında olan BOP askeri istilacı yurdumuzu işgal etmiş durumdadır. Bu istilacılar öz yurdumuzda bizlerden üstün tutulmakta, birçoğu ekmek elden su gölden yaşamaktadır.

Halkımızsa çetin bir hayat mücadelesi vermekte, İşsizlik ve pahalılık cehenneminde yanmaktadır.  Tarlalarda, bahçelerde ürünü kalan çiftçilerimiz, köylülerimiz yıllardır zarar etmektedir, isyan halindedir. Koca koca holdinglerin milyar dolarlarca borcu silinirken küçük esnaf, küçük üreticimiz, zanaatkarlarımız ve emekçi halkımız her gün a’dan z’ye her kalemde yenileri eklenen vergilerle ezildikçe ezilmektedir.

AKP’giller binbir dolapla cep doldurma, tarikat cemaatleri doyurma yoluyla ihanetlerinin sürdürürken, Laik Cumhuriyet’in eğitim başta gelmek üzere tüm kurumlarını yerle yeksan etmekte, ülkemizde Ortaçağcı Faşist Din Devletinin taşlarını döşemektedir.

Ancak halkımız, artık dayanılmaz acılar veren bu derin uykudan uyanmaktadır ve sesini çıkarmaya, isyanını dile getirmeye başlamıştır.

Biz Halkçı Kamu Emekçileri;

 Halkımızın bu haklı isyanında, bu haklı mücadelesinde sonuna kadar yanındayız !

 Atalarımızın yaktığı tam bağımsızlık meşalesini tüm kötülüklere tüm zulümlere rağmen onurla ve gururla taşımaktayız ve bu hainleri tarihin çöplüğüne gömünceye dek taşımaya devam edeceğiz!

30 Ağustos Zaferi’miz, yolumuzu aydınlatarak umutsuzluğa, karamsarlığa, yılgınlığa kapılmadan mücadelemize devam etmemiz gerektiğini 102 yıl öncesinden söylemektedir bize!

Selam olsun o zaferi bize armağan edenlere! Mücadeleleri mücadelemizdir!

Eninde sonunda biz kazanacağız ve Emperyalistler, İşbirlikçiler bir kez daha geldikleri gibi gidecekler! Hem de bir daha geri gelmemek üzere!

Yaşasın 30 Ağustos Zaferi’miz!

Mustafa Kemal Ölümsüzdür! (30.08.2024)

Halkçı Kamu Emekçileri

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r