AKP’giller’in inşa etmekte oldukları Ortaçağcı Faşist Din Devletinin uygulamaları günbegün daha hissedilir hale geliyor. Bilindiği gibi birkaç gün önce Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Alaattin Kurt Anadolu Lisesinde, mezuniyet törenine katılmak üzere okula gelen öğrenciler, kıyafetlerinin “uygunsuz” olduğu gerekçesiyle Ortaçağcı okul müdürü tarafından törene alınmamış, olayın sosyal medyaya yansımasıyla ve velilerin devreye girmesiyle Ortaçağcı okul müdürü geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Bu gibi gerici uygulamaları hayata geçirmeye cüret eden kamu görevlileri, şüphesiz ki bu cesareti, ABD-AB Emperyalist Haydutları tarafından Türkiye’yi Ortaçağ’a götürmekle görevlendirilen AKP’giller iktidarından almaktadır. AKP’giller’in bu ihanetlerine karşı her zaman mücadele ettik, ediyoruz ve mücadelemiz sürecektir. Bu işin bir yönüdür.
İşin bir başka yönü ise şudur:
Halkçı Kamu Emekçileri olarak bizim de üyesi bulunduğumuz, içinde mücadele ettiğimiz Eğitim-İş Sendikamızın Kocaeli 2 Nolu Şubesi, söz konusu lisede yaşanan bu rezalete karşı bir açıklama yapmıştır. Açıklamadan bir cümleyi olduğu gibi aktarıyoruz:
“28 Şubat sürecini anımsatan hatta aratmayan bu tür uygulamalar ülkenin toplumsal barışına hizmet etmeyeceği gibi yıllardır kadının kıyafeti üzerinden yürütülen anlamsız tartışma ve uygulamalara bir yenisini daha eklemiştir.”
Gördüğümüz gibi güya Laikliğin savunulduğu açıklamada, AKP’giller’in Ortaçağcı okul müdürünün yaptıklarıyla 28 Şubat süreci aynılaştırılmakta, özdeşleştirilmektedir. Ayrıca, Siyasal İslam’ın bayrağı olan Türbanın kamuda serbest olup olmaması gibi hayati derecede önemli bir konu da “kadının kıyafeti üzerinden yürütülen anlamsız tartışma” denilerek önemsizleştirilmekte, hatta düpedüz kamuda türban serbestisi savunulmaktadır.
Eğitim-İş Kocaeli 2 Nolu Şube Yönetimine soruyoruz:
Türkiye’nin hızla Ortaçağ karanlığına sürüklenmesine karşı son derece yerinde bir adım olan 28 Şubat’la derdiniz nedir? Açıklamanızda 28 Şubat’a yönelik böylesine pervasızca ifadeler kullanmanız cehaletinizden midir yoksa siz de gerçekten ABD devşirmesi Siyasal İslamcılar gibi azılı 28 Şubat düşmanı mısınız?
Laik ve bilimsel eğitim için çok önemli olan, çocuklarımızın İmam Hatiplere, Kur’an Kurslarına mahkûm edilmesinin önünü kesen ve AKP’giller tarafından “4+4+4” hain uygulaması ile son verilen 8 yıllık zorunlu eğitim dışında kalan maddeler bakımından asla uygulanamayan 28 Şubat Kararlarını hatırlatalım.
1-Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan rejim aleyhtarı faaliyetler karşısında ödün verilmemelidir. Anayasa’nın 174. maddesinde koruma altına alınan Devrim Kanunları’nın ödün verilmeden uygulanması esastır. Hükümet, icraatında Devrim Yasaları’na uygunluğu sağlamakla görevlidir.
2- Savcılar, Devrim Yasaları’nın ihlalini oluşturan davranışlar karşısında harekete geçmelidirler. Yasaları ihlal eden dergahlar kapatılmalıdır.
3- Sarık ve cüppeli giyim şeklinin özendirildiği görülmektedir. Kılık ve kıyafetleri bu yasaya ters düşen kişilerin onurlandırılmamaları gerekir.
4- Anayasa’nın 163. maddesinin kaldırılmasının yarattığı hukuki boşluklar, irticai akımların ve laikliğe aykırı tutumların güçlenmesine yol açmıştır. Bu boşlukları telafi edecek yasal düzenlemeler getirilmelidir.
5- Eğitim politikalarında yeniden Tevhidi Tedrisat Kanunu ruhuna uygun bir çizgiye gelinmelidir.
6- Temel eğitim 8 yıla çıkarılmalıdır.
7- İmam – hatip okulları toplumdaki bir ihtiyacı karşılamak üzere kurulmuşlardır. Bu ihtiyacın fazlası olan imam hatip okulları, meslek okullarına dönüştürülmelidir. Ayrıca kökten dinci grupların kontrolünde olan Kuran kursları kapatılarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda düzenlenmelidir.
8- Devlet dairelerinde ve belediyelerde kökten dinci bir kadrolaşma hareketi sürdürülmektedir. Hükümet, bu kadrolaşmanın önüne geçmelidir.
9- Cami yapımı gibi dini konuları siyasi amaçlar için istismar etmeye dönük olan her türlü davranışlara son verilmelidir.
10- Pompalı tüfekler kontrol altına alınmalı ve gerekirse pompalı tüfek satışları yasaklanmalıdır.
11- İran’ın Türkiye’deki rejimi istikrarsızlığa itmeyi amaçlayan çabaları yakın takibe alınmalıdır. İran’ın Türkiye’nin içişlerine karışmasını önleyici politikalar uygulanmalıdır.
12- Yargı mekanizmasının daha etkin çalışmasını sağlayacak ve yargı bağımsızlığını güvence altına alacak, hükümetin tasarruflarından koruyacak düzenlemeler bir an önce getirilmelidir.
13- Son dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını hedef alan tahriklerde büyük artış gözlenmektedir. Bu sataşmalar TSK içinde rahatsızlığa yol açmaktadır.
14- İrticai faaliyetlere karıştıkları için TSK’daki görevlerine son verilen subay ve astsubayların belediyelerde istihdam edilmelerinin önüne geçilmelidir.
15- Partilerin belediye başkanları ve il, ilçe yöneticilerinin konuşma ve davranışları da Siyasi Partiler Yasası’nın sorumluluk alanına sokulmalıdır.
16- Tarikatların denetimindeki finans kuruluşları ve vakıflar aracılığıyla ekonomik güç haline gelmeleri dikkatle izlenmelidir.
17- Laiklik aleyhtarı yayın çizgisi olan TV kanalları ve özellikle radyo kanallarının verdikleri mesajlar dikkatle izlenmeli ve bu yayınların Anayasa’ya uygunluğu sağlanmalıdır.
18- Milli Görüş Vakfı’nın bazı belediyelere yaptığı usulsüz para transferleri durdurulmalıdır.
Ve bir kez daha soralım:
Yukarıdaki kararlardan hangisine, neden karşısınız?
28 Şubat Kararları gerçekten hayata geçirilmiş olsaydı, bugün bir Ortaçağcı okul müdürü çıkıp öğrencileri kıyafetlerinin “açık” olması gerekçesiyle okula almamaya cesaret edebilir miydi?
Bu kararlar gerçekten uygulansaydı okullarımız bugün olduğu gibi Peşaver Medreselerine dönüştürülebilir miydi?
Bu kararlar hayata geçirilebilseydi bugünkü ucube “4+4+4” kesintili eğitim sistemi uygulanabilir miydi?
Lafı daha fazla uzatmayalım. Bu ipe sapa gelmez açıklamanın altına imza atan Eğitim-İş Kocaeli 2 Nolu Şubeye dostça uyarımız ve önerimizdir:
Otuz iki kısım tekmili birden ABD uşaklarının gazına gelip 28 Şubat düşmanlığı yaparak Laiklik savunulmaz. 28 Şubat demek, Mustafa Kemal önderliğinde zafere ulaştırdığımız Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız üzerine inşa edilmiş olan Laik Cumhuriyet’i, Laikliği savunmak demektir. 28 Şubat demek ülkemizin hızla Ortaçağ karanlığına doğru götürülmesine karşı çıkmak, bu hayâsızca gidişe dur demek için mücadele etmektir. Tüm bu nedenlerden dolayı 28 Şubat’a karşı olmak, kelimenin tam anlamıyla sınıf körlüğünden başka bir şey değildir.
Eğitim-İş Sendikamızın Kocaeli 2 Nolu Şubesinin Yöneticilerini bu yanlıştan dönmeye davet ediyoruz.
14 Haziran 2024
Halkçı Eğitim ve Bilim Emekçileri