DOLAR 35,3357 0.5%
EURO 36,7465 0.15%
ALTIN 2.955,81-0,01
BITCOIN 3255609-2.02154%
İstanbul

PARÇALI AZ BULUTLU

19:04

YATSIYA KALAN SÜRE

Ortaçağcı AKP’gillerin Laik Cumhuriyet’e saldırılarına bir yenisi daha eklendi
81 okunma

Ortaçağcı AKP’gillerin Laik Cumhuriyet’e saldırılarına bir yenisi daha eklendi

ABONE OL
19 Haziran 2020 12:04
Ortaçağcı AKP’gillerin Laik Cumhuriyet’e saldırılarına bir yenisi daha eklendi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyet’in eğitim devrimcisi Mustafa Necati’nin adını da toplumsal belleğimizden silmek istiyorlar.
İdeolojisi din bezirganlığı olan Tefeci Bezirgan sermayenin iktidardaki temsilcisi AKP’giller, Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mıza, onun sonucu kurulan Laik Cumhuriyet’e, laik cumhuriyet’in kazanımlarına, bu kazanımlara öncülük eden Cumhuriyet devrimcilerine nasıl düşmanlık beslediklerini bir kez daha ortaya koydular.
AKP’giller, Ankara Mithapaşa Caddesi’nde bulunan ve Mustafa Necati’nin adını taşıyan tarihi “Mustafa Necati Kültür Evi” binasına, Cumhuriyet, Mustafa Kemal, laiklik düşmanı; ağzından salyalar akıtarak “Yaşasın Şeriat” sloganı atan Ortaçağcı Nuri Pakdil’in adını verdiler.
Neden isimlerine bile tahammül edemezler, neden bu kadar düşmandırlar, neden izini tozunu silmek isterler Mustafa Necati’lerin AKP’giller? Bu soruların yanıtını Mustafa Necati’nin 35 yıllık kısa yaşamında (1894-1 Ocak 1929) yaptıkları veriyor. Bu kısa yaşama sığdırdıkları o kadar çok ki burada yalnızca bir kısmını vermekle yetinelim:
Kimdi Mustafa Necati? O, öncelikle Kuvayimilliyeci, antiemperyalist, örgütçü bir aydın, bir vatanseverdi. İzmir’in işgalinden bir gün önce, 14 Mayıs 1919 da Bahri Baba parkında yaptığı toplantıda halkı emperyalistlere karşı örgütlenmeye ve direnişe çağırmıştı. Mustafa Necati, Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızda bir Kuvayimilliye önderi olarak mücadele etmişti.
23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan ilk TBMM’ye Saruhan milletvekili olarak katılmış, bir hukukçu olarak da milletvekilliğinin yanı sıra, İstiklal Mahkemelerinde çeşitli görevler almış, 1924 yılında Adalet Bakanlığı yaptığı dönemde Şer-i mahkemeleri kaldırarak yargı birliğini sağlamış, 1925 yılında Şeyh Sait isyanı sırasında Diyarbakır İstiklal Mahkemesi Savcısı olarak görev yapmıştı.
Ama Mustafa Necati adı, 1925-29 yılları arasında Cumhuriyetin yedinci eğitim bakanı, yılmaz bir eğitim devrimcisi olarak belleklere kazındı.
Mustafa Necati örgütlü mücadeleye yürekten inanan ve gereklerini yerine getiren bir aydındı. Daha Milli Eğitim bakanı olmadan önce, öğretmenlik mesleğinin sorunlarının da örgütlü mücadele ile çözülebileceğine inanmış ve Muallimler Birliği genel başkanlığına seçilmiş ve bu kurumu sağlam bir örgütsel yapıya kavuşturmuştu. Bu yolla da aynı zamanda bir öğretmenlik mesleği aşığı olarak öğretmenlerin içinde, onların sorunlarına hakim olma fırsatı elde etmişti. Öğretmen yetiştirme sorununun bilimsel ve ülkenin gereksinimlerine uygun olarak köklü biçimde ele alınışı, öğretmenliğin bir meslek olarak ele alınışı ve itibar kazanması onun döneminde gerçekleşmişti.
Bunun yanı sıra, bakanlık teşkilatı ile ilgili en önemli düzenlemeler onun döneminde olmuştur, öğretim birliği yasasının hayata geçmesini sağlayan Mustafa Necati’dir. Karma eğitim, harf devriminin gerçekleşmesi, Osmanlı derebeyliğinin sultası altında eğitimsiz bırakılan halkı cehaletten kurtarma çabası olan Millet Mektepleri ile ilgili düzenlemeler, kimsesiz, yoksul ve dar gelirli halk çocuklarının eğitim alabilmesine olanak sağlayan yatılı okulların açılması hep onun eseridir.
İşte yukarıdaki satırlarda dile getirilenlerde yatmaktadır AKP’gillerin Mustafa Necati düşmanlığı. Çünkü onlar geçmişte aynı atalarının yaptıkları gibi, sınıf çıkarları gereği bugün ABD-AB emperyalistleriyle işbirliği içindedirler. O nedenle, antiemperyalist Kuvayimilliye’nin eseri ve yadigarı olan hiçbir şeye tahammül edemezler.
Laik düşünce ve uygulamaların yaşam bulması onların sınıf varlığı için çok tehlikelidir; o yüzden düşmandırlar laik eğitime, onun yaşam bulmasını sağlayan öğretim birliği yasasına.
Halkın eğitim alması, AKP’gillerin taptığı para tanrısı düzenlerinin, soygun ve sömürü düzenlerinin farkına varması demektir. O yüzden halk çocuklarının bilimsel-parasız eğitim almasının önünü keserler.
Mesleğine, meslek onuruna, mesleğinin bilimsel ve ahlaki ilkelerine sahip çıkan, halkını seven, bunlar için mücadele eden gerçekten örgütlü öğretmenler çok zararlıdır onlar için.
Ve o yüzden tüm bunların temelini atan, öncülüğünü yapan Mustafa Necati adının yaşıyor olmasından korkarlar bu din bezirganı, vurguncu, halk düşmanı AKP’giller.
Ama korkunun ecele faydası yok!
Silemeyeceksiniz, yok edemeyeceksiniz!
Onlar, Mustafa Necati’ler yaşayacaklar, yaşatacağız!
Sizlerse yok olacaksınız!
And olsun ki,
Örgütlü mücadelemizle başaracağız!
17.06.2020

Halkçı Kamu Emekçileri

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r