Yalan üzerine kurulu bir iktidarın eğitim sisteminde ahlaki değerler yaşayamaz.
Öğrenci ve öğretmenlere ahlak ayarı!
MEB’ten “Milli ve Manevi Ahlak Kongresi!”
Çürüme ve yozlaşmanın toplumun en küçük hücrelerine kadar işlediği, okulların imam hatiplere dönüştürülerek Ortaçağcılaştırılmış eğitim aracılığıyla gerçekle bağını koparmış nesillerin yetiştirildiği bir ortamda MEB “Ahlak Kongresi” düzenleyecekmiş!
Cumhuriyet Gazetesinden Ozan Çepni’nin haberine göre MEB Talim ve Terbiye Kurulu 2023 Eğitim Vizyonu kapsamında 02-03 Nisan tarihleri arasında Antalya’da eğitim sisteminde ahlakın sorgulanacağı “Eğitim ve Ahlak Kongresi” gerçekleştirecek. Bakanlıktan bütün il, ilçe milli eğitim müdürlükleri, üniversiteler ve eğitim alanındaki tüm kuruluşlara gönderilen resmi yazıda “Eğitim sistemi mili ve manevi değerlerimize uygun bir anlayış ile taçlanmalıdır” ifadeleri dikkat çekiyor (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/meb-egitimde-dinsel-donusum-icin-1951de-gerceklestirilen-kongreyi-tekrarliyor-1720707).
AKP’nin ahlak bekçiliğine soyunacağı kongrede öğrenci, öğretmen, yönetici ve veli ahlakı sorgulanacak. Laiklik karşıtı gerici hedeflerinden bir an olsun vazgeçmeyen, şeriat özlemi duyan bugünkü saray rejimi, düzenleyeceği kongre ile vatan haini Menderes’i aratmıyor. Yine aynı milli ve manevi masallar üzerine kurulu benzer bir “Ahlak Kongresi” Demokrat Parti zamanında yapılmıştı. Karma eğitimin kaldırılması başta olmak üzere, kız öğrencilerin bayramlarda şort giymesinin sakıncalı olduğu, tesettüre girmesinin uygun olacağı ve üniversite özerkliğinin kaldırılması gerektiği gibi bir çok laiklik karşıtı görüş gündeme gelmişti. Ancak 27 Mayıs Politik Devrimi, tüm bu Ortaçağcı görüşlerin uygulamaya dönüşmesinin önünü kesmişti.
İdeolojisi din bezirganlığı olan, tarihin en eski ve asalak sermaye sınıfı tefeci-bezirgan sermaye, dün Cumhuriyetin laiklik alanındaki kazanımlarını Menderesler iktidarı eliyle yok etme, ülkemizi yeniden Ortaçağ karanlığına sürükleme emelindeydiler, bu gün de onların devamcıları AKP’giller eliyle aynı karanlık emellerine ulaşma peşindeler. İktidara geldikleri günden bu yana çevirmedikleri dümen, yapmadıkları ahlaksızlık kalmadı. Çürüttüler tüm ahlaki değerleri. Şimdi de kalkmış, “Ahlak!” kongresi düzenliyorlar!
Yalanlar, dolanlar, yolsuzluklar, hırsızlıklar üzerine kurulu bir iktidarın eğitim sisteminde, ahlaki değerler yaşayabilir mi hiç? Okulları yaratmak istedikleri gerici düzen için araç olarak kullananlar bugün çıkmışlar ahlaktan bahsediyorlar. Düzenleyecekleri kongre, toplumun ahlaki normlarını ahlaksızlık ile ören AKP’nin, eğitimde yaşanılan olumsuzlukları ve bunların topluma yansımalarını ört bas etmek için son nafile çabalarından biridir sadece.18 yıldır ülkeyi yönetenler her alanda ahlakı ahlaksızlaştırıp kurumsallaştırdılar. MEB’de uygulanan dinci politikalar da yolsuzluk ve hainlik batağına boğazlarına kadar batmış olanların kendilerini yalanla aklama çabalarından ibaret.
“Yolsuzluk başka, rüşvet başka” diye hırsızları savunan fetvaların verildiği bir iktidarın eğitim sisteminde ahlaki değerler barınabilir mi? ”Benim bütün servetim bu yüzük. Bir gün Erdoğan zengin olmuşsa bilin ki hırsızlık yapmıştır” diyen Kaçak Saraylı bugün milyar dolarlık servet içinde yüzüyor ve emrinde uçak filoları hazır bekliyorsa kurduğu haramiler düzeninde ahlaka yer yoktur.
MEB’in Değerler Eğitimi adı altında tüm evrensel insani değerler yok edildi. MEB’le protokoller imzalayan cemaatlerin her türlü gerici programlarla beyinlerini yıkayıp zihinlerini ipotek altına almaya çalıştığı gençlerimiz için bugün AKP’gillerden kurtulmaktan başka çare yok. Çünkü dayattıkları eğitim sistemi kölelik ve yoksulluktan başka bir şey sunmuyor. Çocuğun aklını kullanmasına engel olup, ufkuna sınırlar koyarak merak duygusunu öldüren, düşünme ve araştırmasına ket vuran anlayışın temsilcileri, yarattıkları ahlaksızlık cehennemini “ Eğitim ve Ahlak Kongresi” ile perdelemeye çalışıyorlar.
Bilimsel düşünme metoduna sahip, aklını özgürce kullanabilen bireylerin “sorgulayıcı laik ahlakı”, AKP Saltanatının sonunu getireceğinden, ahlakı yeni baştan kendi karanlık düzenlerine uygun biçimde dizayn etmeyi amaçlıyorlar. İmam-hatip okullarının yaygınlaştırılması, müfredatın bilimsel özelliklerden arındırılarak tamamen dinselleştirilmesi, karma eğitimi yok etmeye yönelik adımlar, özel okulların sayısının her geçen gün arttırılması başta olmak üzere “Değerler Eğitimi” adı altında MEB’in cemaatlere terk edilmesi AKP’nin bugüne kadar eğitime yönelik yaptığı köklü müdahalelerden bazıları. Çerçevesini kendilerinin belirleyip kontrol ettiği “sahte ahlak” üzerinden “Eğitim ve Ahlak Kongresinden” laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitim büyük bir yara daha alacaktır. AKP’gillerin 18 yıllık iktidarları sürecinde eğitim alanındaki hainane Ortaçağcı saldırılarının sonucu; baştan sona canavarca ruh haline bürünmüş, insana, canlılara, çevreye saygı duymayan, bencil, empati yoksunu, günlük yaşayan ve ahlaki değerlerini yitirmiş büyük kalabalıklar yaratıldı. İşte “AKP ahlakı” bu demek .
Oysa toplumsal yapı ve ilişkilerin temelinde olması gereken sevgi, saygı, doğruluk, dürüstlük, adalet, eşitlik, vicdan, dayanışma ve şefkat gibi değerler eğitimin temel taşlarıdır. Bugüne kadar AKP iktidarının eğitimde reform maskesi altında gerçekleştirdiği her uygulamanın sonucunda, yukarıda saydığımız değerler çok planlı bir biçimde teker teker yok edildi. Geleceği çalınan ve yarınları belli olmayan karanlıklara sürüklenen gençlerimiz AKP’nin kurmayı amaçladığı toplum için feda edilmiş birer nesneye dönüştü.
AKP’nin eğitim alanında açtığı bu hasarları sadece eğitim-öğretim açısından ele alırsak son derece hatalı değerlendirmiş oluruz. Karşımızda insanlık adına güzel olan, yararlı olan, ne varsa top yekün yok etmek isteyen tahrip gücü yüksek bir siyasi güç var. O nedenle verilecek mücadele baştan sona politik olmalıdır. Çünkü eğitime yönelik yaptıkları her türlü değişiklik bizim hayatımızı baştan sona değiştirecek kadar politik anlam taşıyor. Ahlakı yeni baştan doğru saflarda kuracak bizleriz. Laik, bilimsel, parasız, demokratik bir eğitim örgütlenmesini başarmak bugünün en büyük ahlaki sorunudur. Bu yükün ağırlığını omuzlarımızda hissediyoruz.
Halkçı Eğitim ve Bilim Emekçileri olarak ;
Eğitim sorunlarını, ülkemizin genel sorunlarından ayrı görmüyoruz.
Okullarımız bizim iş yerlerimizdir ve en büyük mücadele alanlarımızdır.
Doğaya, çevreye, insana düşman AKP’gillere karşı;
“Yalancının ahlakı olmaz” diyoruz.
Dinci AKP diktatörlüğüne karşı;
Eşit, parasız, kamusal ve bilimsel eğitim mücadelemizi,
Sınıflarımızda öğrencilerimizle,
Sokağımızda velilerimizle omuz omuza sürdüreceğiz.
İnsan, hayvan, bitki ve doğa sevgisi gibi yüce insani değerlerle donanık insanların yetişeceği insancıl bir düzenin kurulması için mücadele edeceğiz. (17.02.2020)
Halkçı Eğitim ve Bilim Emekçileri