Artık ülkemizde onurlu eğitim ve bilim emekçilerinin her günü ABD-AB Emperyalistlerine ve onların yerli işbirlikçilerine karşı Antiemperyalist-Antifeodal -Antişoven mücadeleyi yükselttiği gün olmalıdır!
Ülkemiz “Büyük Ortadoğu Projesi” yoluyla bir Yugoslavya, bir Irak, bir Suriye haline getirilmeye çalışılıyor; Yeni Sevr’e doğru sürükleniyor. İşte Bu Yüzden Gün; Devrimci Mücadeleyi Yükseltme Günüdür!
ABD-AB Emperyalistleri AKP’giller eliyle ülkemizi ve halkımızı gün be gün Ortaçağ’ın Muaviye-Yezid İslamı’nın dipsiz kuyularına sürüklüyor. İşte Bu Yüzden Gün; Devrimci Mücadeleyi Yükseltme Günüdür!
Binlerce eğitim-bilim emekçisi iki Ortaçağcı gücün kapışmasından, ganimet paylaşım savaşından başka bir şey olmayan 15 Temmuz sonrası çıkarılan KHK’ler ile hiçbir hukuki işlem yapılmadan, işlerinden aşlarından ediliyorlar. Aileleriyle birlikte açlığa mahkûm ediliyorlar. İntihara, ölüme sürükleniyorlar. İşte Bu Yüzden Gün; Devrimci Mücadeleyi Yükseltme Günüdür!
Öğretmenlik mesleği “Öğretmen Strateji Belgesi”, PDR’ye yönelik değişiklikler, vb. yoluyla iğdiş ediliyor. Öğrencilerimiz, öğretmen yerine “manevi danışmanlar”ın karanlık ellerine teslim ediliyor. Bütün bunlar olup biterken, sayıları doksanı aşan eğitim fakültelerinden (bazı istisnalar dışında) ne yazık ki çıt çıkmıyor. Görevi öğretmen yetiştirmek olanlar, öğretmenliği köleliğe mahkûm etme belgesi olan “Öğretmen Strateji Belgesi”ni, tüm okullarımızı tarikat müritleri yetiştiren kurumlara dönüştürmenin araçlarından biri olan “Değerler Eğitimi” uygulamalarını Atatürk portrelerinin önünde kutsayan ‘çok bilimsel!’ sunumlar yapıyorlar. Kısacası bu Ortaçağcı gidişe methiyeler düzüyorlar. İşte Bu Yüzden Gün; Devrimci Mücadeleyi Yükseltme Günüdür!
Laik-Bilimsel-Demokratik Eğitimin kırıntısı kalmamacasına Cumhuriyet’in eğitim alanındaki kazanımları yok ediliyor. Halkımızı Allah ile kandıran din bezirgânları, “Felsefeden Tecrübeye Etkili Öğretmenlik” kılıflı gerici yayınlarında “Elimden gelse, bütün dünya okullarının programlarına insanın insanı sömürmemesi adlı bir ders koyardım” diyen Tonguç Baba’nın eseri Köy Enstitülerine 1940’lı yıllardan bu yana besledikleri kini kusuyor, ağızlarından salyalar akıtarak hayâsızca saldırıyorlar. İşte Bu Yüzden Gün; Devrimci Mücadeleyi Yükseltme Günüdür!
Düş bahçelerinde oynadıkları oyunların tadıyla kahkahalar atarak uyanmasını istediğimiz o küçücük çocuklarımız, Peşaver medreselerine çevrilen okullarımızda aldıkları Ortaçağcı eğitimin sonucu cehennem zebanilerinin karabasanlarıyla uyanıyorlar. İşte Bu Yüzden Gün; Devrimci Mücadeleyi Yükseltme Günüdür!
Kazanacağız elbet bu mücadeleyi!
Muhakkak ki kazanacağız!
“Onur Yaşamdan Üstündür” şiarını yücelttiğimizde;
“Sömürü, İşgal varsa; Ya İstiklal Ya Ölüm! diyen de vardır” sözünü tüm gücümüzle haykırdığımızda ve bu uğurda davrandığımızda;
Mustafa Kemal’in, Denizler’in, Mahirler’in devamcıları olarak örgütlü mücadeleyi hayatın her ala-nında yükselttiğimizde;
Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’nı mantıki sonucuna ulaştıracak, Halklarımızı nihai kurtuluşa götü-recek İkinci Kurtuluş Savaşı’nın yolunu gösteren Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünce oğulları ve düşünce kızlarını çoğalttığımızda;
Onların fıtratında zam, zulüm, işkence varsa; bizim fıtratımızda da Direniş ve Mücadele var diyerek; bu mücadeleyi sosyal kurtuluşa götürecek İkinci Kurtuluş Savaşı’yla taçlandırdığımızda;
And olsun ki biz kazanacağız!
Halkçı Kamu Emekçileri